Daha fazla haber ara

Biyobelirteçler Isıtılmış Tütün Ürünlerinin Sağlık Üzerinde Doğurduğu Riskler Hakkında Bize Ne Anlatabilir (veya Anlatamaz)?

Bağımsız araştırmalar, ısıtılmış tütün ürünlerinin daha güvenli olduğu veya kanser riskini azalttığı yönünde yeterli kanıt bulunmadığını gösteriyor. Daha fazla bilgi edinin.

Are heated tobacco products safer? The evidence is inconclusive.

Dünyanın en büyük dört uluslararası tütün şirketi Philip Morris International, British American Tobacco, Japan Tobacco International ve Imperial Brands’in sizlere duyurmak için sabırsızlandıkları bir ürünü var. Bu şirketlerden bazılarına göre bu ürün “riski daha düşük” bir alternatif ve sigaradan “çok daha iyi bir seçenek“. Diğer bazıları ise ürünü “riski azaltılmış” olarak nitelendirdi; hatta bu ürün şirketin “daha sağlıklı bir gelecek inşa etme yolculuğunda” “önemli bir dönüm noktası” idi.

Bu söylemler size de tanıdık geliyor mu?

Bu iddialar, sektörün sigara kullanıcılarını sigarayı bırakmak yerine daha yeni, daha “güvenli” ürünlere geçmeye yönlendirmeye dönük geçmiş çabalarını andırıyor.

Aslında bu iddialar geçmişin tozlu raflarında değil, bu şirketlerin internet sitelerinde capcanlı duruyor. Ve konu, ısıtılmış tütün ürünleri, yani HTP’ler. Bu şirketlerinin hepsi kendi HTP’sini geliştirmiş durumda ve bu ürünler tütünü yakmayıp ısıttığı için riskinin sigaradan daha düşük olduğunu öne sürüyorlar.

O halde sorun ne? HTP’lerin risklerine ilişkin şu ana kadar edinilen kanıtlar kesin sonuçlar sunmuyor; HTP kullanmaya başlamanın insanlarda hastalık riskini azalttığı da kanıtlanmış değil: Endüstrinin geçmişten bu yana bilimi manipüle ettiği ve daha güvenli olmayan ürünleri piyasaya süregeldiği gerçeği ışığında politika yapıcılar, halk sağlığı dünyası ve kamuoyu endüstrinin bu iddialarına karşı dikkatli olmalıdır.

…araştırmacılar, HTP kullanımıyla ilişkili akciğer kanseri riskinin bilinmediği sonucuna varmışlardır. 

Bağımsız araştırmalar, ısıtılmış tütün ürünlerinin daha güvenli olduğu yönünde yeterli kanıt bulunmadığını gösteriyor.

Hem tütün endüstrisinin hem bağımsız araştırmacıların ısıtılmış tütün ürünlerinin sağlık risklerini belirlemeye çalıştığı yollardan biri biyobelirteçler (“biyolojik belirteç”) verileridir. Biyobelirteçler, araştırmacıların herhangi bir tütün ürününün vücut üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla ölçebileceği kan basıncı veya beyaz kan hücresi sayısı gibi özelliklerdir.

Bath Üniversitesi Tütün Kontrol Araştırma Grubu tarafından yakın zamanda yayınlanan bir makalede, araştırmacılar HTP kullanımından kaynaklanabilecek akciğer kanseri riskini değerlendirmek için biyobelirteç verilerini incelemişlerdir. Yazarlar özellikle (kişinin belirli bir kimyasala maruz kalmadığını belirleyen) maruziyet biyobelirteçleri ile (maruziyet sonrası vücudun zarar görüp görmediğini belirleyen) potansiyel zarar belirteçleri üzerinde durmuşlardır.

Yazarlar, klinik çalışmalarda ölçülen 82 biyobelirteçten 16’sının akciğer kanseri riskine dair belirtiler gösterebileceğini ortaya koymuşlardır. HTP’ye geçiş yapan sigara kullanıcılarında bu 16 biyobelirteç arasından yalnızca üç maruziyet biyobelirtecinde iyileşme görülmüştür. Diğer 13 biyobelirtecin herhangi bir iyileşme göstermediği, kötüleştiği veya tutarsız sonuçlar verdiği ortaya konmuştur. Dolayısıyla araştırmacılar, HTP kullanımıyla ilişkili akciğer kanseri riskinin bilinmediği, HTP kullanımıyla ilişkili akciğer kanseri riskini belirlemeye yönelik verilerin şu an için sınırlı olduğu sonucuna varmışlardır.

Makalede, endüstrinin, biyobelirteç verileriyle birlikte diğer verilerden yararlanılan simülasyon modellerine dayanarak HTP’lerin akciğer kanseri riskini azaltabileceği iddiasında bulunduğu kaydedilmektedir. Ancak, yazarların da ifade ettiği üzere, biyobelirteç verileri, tütün kullanımı ve akciğer kanserinin ideal özelliklerine dayalı riski ölçme veya kestirme konusunda uygun olmayabilir.

2018 yılına ait diğer bir çalışmada Philip Morris International tarafından yayımlanan araştırmaların biyobelirteç verileri incelenmiştir. Yazar, PMI’nin biyobelirteç çalışmalarında Amerika’da yetişkinler için piyasaya sürülen IQOS (PMI’nin ana HTP ürünü) kullanıcıları ile sigara kullanıcıları arasında 24 potansiyel zarar biyobelirtecinin 23’ü bakımından istatistiksel olarak kayda değer bir fark bulunmadığı sonucuna varmıştır. Japonya’da ise IQOS kullanıcıları ile sigara kullanıcıları arasında 13 potansiyel zarar biyobelirtecinin 10’u bakımından anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Aslında, HTP kullanıcıları sigara kullanıcılarına oranla bazı kimyasallara daha az maruz kalmaktadır. Ancak bağımsız araştırmalar, ABD Gıda ve İlaç İdaresinin değerlendirmesi ve PMI’nin kendi iddialarının yanısıra bu çalışmalar, HTP kullanıcılarının tütünle ilişkili hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu anlamına gelmediğini göstermektedir. Ayrıca, bazı zararlı veya potansiyel olarak zararlı olabilecek kimyasalların düzeyi IQOS emisyonlarında sigara dumanında bulunandan daha fazladır. Tüm bu bulgular, tütün firmalarının bu görünürde özgüvenli iddialarına karşı son derece temkinli olunması gerektiği anlamına gelmektedir.

Kesin kanıtlar bulunmasa dahi endüstri, HTP’lerin sigaradan daha iyi bir alternatif olduğunu öne sürmektedir.

Tütün şirketleri HTP ürünlerini pazarlarken açıkça veya ima yoluyla bunların sigaradan daha az zararlı olduğunu iddia etmektedirler. Tütün şirketlerinin HTP’leri “dumansız” veya “riski azaltılmış” şeklinde nitelendirmesi, daha küçük harflerle konan HTP’lerin bağımlılık yapıcı olduğu ve risksiz olmadığı uyarılarına dikkat etmeyen kullanıcılar için gerçekten bir anlam ifade edebilir. Araştırmalar, bu nitelendirmelerin tüketicilerin HTP’ye geçişine ve bunları daha güvenli ürünler gibi görmelerine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Gerçekte de HTP kullanımı, uzun vadeli sağlık riskleri hala bilinmemesine karşın dünya genelinde artmaktadır.

Endüstrinin geçmişi ve kâr motivasyonu düşünüldüğünde, hepimiz endüstrinin bu iddialarına kuşkuyla yaklaşmalıyız

Endüstri ürünlerinin kanıtlı zararları ya da tütün kontrol önlemlerinin etkileri konusunda “kasten yanlış bilgi ve kuşku yaymak veya gerçekleri örtmek” amacıyla geçmişten bu yana bilimi etkilemeye çalışmaktadır. Bu çabayı 1950’lerde ilk defa sigara ile kanser arasında bir ilişki kurulduğunda da, 1980 ve 1990’larda sigara dumanına maruziyetin zararları ortaya konduğunda da sergilemiştir.

Endüstri tarih boyunca müşterileri sigaranın zararları konusunda her endişeye düştüğünde tütün kullanımını azaltmaya dönük önlemler almak yerine bağımlılık yapıcı yeni ürünler geliştirmiş ve müşterilerini bunları kullanmaya teşvik etmiştir. Sözgelimi, endüstri normal sigaralar kadar zararlı olan filtreli, “light-hafif”, “mild-yumuşak içimli” ve “düşük katranlı” sigara reklamlarıyla da bunu yapmıştır. Bu örnekler, endüstrinin tütün ürünlerinin zararını azaltmaya yönelik söylemlerinin sağlığı değil her zaman kârını korumaya dönük olduğunu göstermektedir. Endüstri HTP’lerle bugün de aynı şeyi mi yapıyor?

HTP’lerin uzun vadeli sağlık riskleri bağımsız kanıtlar ışığında bilinene değil politika yapıcılar ve kamuoyu dahil herkes HTP’lere ve endüstrinin bu ürünlerin sigaradan “daha güvenli” olduğu yönündeki iddialarına son derece temkinle ve kuşkuyla yaklaşmalıdır.